‘Kara' boş, ‘te' el anlamında olup, silahsız el olarak bütünleştirilir. ‘Kara' aynı zamanda ‘sonu gözükmeyen boşluk' olarak da ifade edilmektedir. İlk olarak ‘tô' Çin, ‘de' el (Çin'in elleri) olarak isimlendirilmiştir. Daha sonra ‘Okinawa te' (Okinawa'nın elleri) bir sonraki tanım da ise ‘Karate jutsu' ifadesi kullanıldı. Burada ‘Karate' karate, ‘jutsu' da ‘tekniği' anlamıyla karate tekniği olarak adlandırıldı.
En son şekillenmesi ve ifadesi ise ‘boş, silahsız el' manasındadır.
El, dünyanın pek çok kültüründe olduğu gibi Uzak Asya kültürlerinde de üretkenliğin sembolüdür. Zıtlık karşılığı olarak sıkılı yumruk gücün, çatışmanın sembolüyken; açık el üretkenliğin, erdemin, barışın ve dostluğun işareti olarak kabul edilir (Ying Yang örneği).
Kısaca karate, yani ‘açık el' sözcüğü iyi niyet olgusunun öne çıktığı, barışçıl bir hareket olarak ifade edilebilir.
Karate-DO, kendi içerisinde geleneksel ve spor karate olarak ikiye ayrılır. Geleneksel Karate-DO, kişiyi kendisinin en iyisi olması çabası içerisinde tutan bir kişisel gelişim yoludur. Geleneksel Karate-DO'da yarışmacılık ve rekabet algısı yerine insanın egosunu kontrol edebilme becerileri öne çıkar. Spor Karate ise köklerini geleneksel Karate-DO'dan alan ancak olimpizm idealiyle hareket eden modern spor anlayışına sahiptir.
Spor Karate'de yarışmalar; bedensel becerilerin belirli hükümlerle değerlendirilmesi anlayışına dayanan, uluslararası evrensel sportif kurallar çerçevesinde yapılır.
Olgunun savaşçı yanı; sadece kişinin kendi içindeki egosuyla savaşımını, kendisine, çevresine, canlı doğaya karşı saygılı ve adaletli olunması çabasını vurgular.